28 Eylül 2012 Cuma

UYKUYA DAİR...



2. kez satırlarımda seninle buluşuyorum. artık gece yatarken sabah sana ne yazmalıyım düşünceleri var kafamda ki bu iyi birşey benim için. 
Önce şuna karar verdim ki her yazımın bir melodisi olacak. Eğer başarabilirsen onunla oku satırlarımı. Çünkü bence hayatın her anında melodiler saklı. 

Gün  aysa da aymasa da senin için... 
Mutlu da uyansan,mutsuz da...
Güneş doğdu ve 12 saat görünümlü 24 saat başladı hepimize...
Uyanma zamanı,istesen de istemesen de...
Bugün; uyanmak istemeyene,güne yatağında keyif içinde ya da ağlayarak ya da kitap okuyarak ya da hiç bişey yapmayarak durmak isteyene olsun satırlarım... Bu sebepledir ki çocukluğumun ninnisi eşlik etsin beni okurken..

Silent night - Sinead O'Connor yazımın müziği...

Çocukken hasta ya da mutsuz olduğumda,yatağımdan çıkmak istemediğimde annemin bana söylediği ninniydi bu...Bu sayede uykuya dalar ve uyandığımda hep daha mutlu açardım gözlerimi,yeri ayrıdır bende... Hep ağlatır dinlediğimde ama nedense umutlandırır da bir tarafından...Murathan Mungan'ın Şairin Romanı'nı okuyorum son günlerde. Oradaki satırlar sebep oldu bu hüzünlü yazıma... En dokunan 2 yeri seninle paylaşmak istiyorum bugün...

İlki çocukluğumuza dair ve çocukluğumuzda bize huzur veren mekanları büyüdüğümüzde gördüğümüz anlarla ilgili çok hakiki bir saptama;
Çocukken çok büyük diye anımsadığımız bahçeleri ,evleri,avluları,yıllar sonra ziyaret ettiğimizde çoğu kez çocukluk imgelemimizin bizi yanıltmış olduğunu görür,gördüklerimiz karşısında hayal kırıklığına kapılırız.Hiçbirşey bizim hatırladığımız ve sandığımız kadar büyük ya da geniş değildir.Bizi yanıltan çocukluktur,diye düşünürüz.Belki de büyümemiş çocukların hayatları boyunca yanılmaları bu yüzdendir...

Şair 20 yıllık ev hapsinden sonra anakarayı dolaşmaya karar verir yanındaki 9 yaşlarında iki çırağıyla. Yola çıkar çıkmaz ilk geceyi kasabasının sınırında uyumaya karar verince şaşıran çıraklarına hayat dersi veren şu konuşmayı yapar;
Biliyorum şehirden çıkar çıkmaz konaklamış olmamıza şaşırdınız. İlk uykuyu,çok uzaklaşmadan şehrinizin yastığında uyumak atalarımızdan kalma,uğuruna inanılan çok eski bir gelenektir.İnsan çıktığı yolun uykusunu başında uyur.yola baka baka uyur.Tamamına erdirebilsin diye uyur.Bir gün gönül erinciyle dönebilsin diye uyur.Döndüğünde herşeyi yerinde bulabilsin diye;kendi gittiği yoldan zenginleşmiş ama ruhu aynı kalmış olarak dönsün diye uyur.Yolunu uykuyla hafifletir,sağlamlaştırı.Toprağı dinlemektir bu....
Hem sonra uyku,yalnızca yola değildir,sorunlara,sıkıntılara da mola vermek demektir.Başınıza tadsız birşey geldiğinde hemen uyuyun çokcuklar.Göreceksiniz uykunuzda sıkıtınız hafiflemiş olur,sorununuz herne ise üstesinden gelebilecek gücü uykunuz bağışlamıştır size...

sevgiyle...



7 yorum:

  1. İnanılmaz güzel olmuş, yüreğinize sağlık. Ben de beklerim http://blog.ordek.me/paket/

    YanıtlaSil
  2. lütfen siz devam ediniz Ceyda yazmaya ! Biz de umut etmeye böylece..
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Aramıza hoşgeldiniz, yazılarına konu olması için bolca güzel anı ve ilham dilerim. Ziyaret etmek isterseniz Bir Diyetisyenin Beslenme Günlüğü http://hayatimdiyet.blogspot.com

    YanıtlaSil
  4. Uykuyu şu saatten sonra çok seviyorum. :) Muhteşem kişiliğinizi her yerde yansıtıyorsunuz...

    YanıtlaSil
  5. ne guzel demek blog yazmaya basladin kendin gibi yazilarinda cok guzel cok keyifli:) anlatimi bu kadar iyi olan bir insan zaten yazmali hosgeldin blog dunyasina sevgili ceyda duvenci:))

    YanıtlaSil
  6. Gayet başarılı yeni yazılarınızı bekliyoruz.

    www.gorkemunel.com

    YanıtlaSil
  7. Gerektiğinde dinlenmeli ama hızlanmalı insan. Yavaşlamak durdurur. Yeterince hızlanmalı ki, engellerin üzerinden uçabilecek gücü kazansın.
    sevgiler

    YanıtlaSil